Salı, Ocak 10, 2006

Çikolatayı Seviyorum - düzeltme

Çikolatayı Seviyorum yazımda Nestle firması için yanlışlıkla 'İsveç' yazmışım. Yazının ana formatındaki bir hata nedeniyle düzeltmeyi metin üzerinde yapamadım. Nestle - İsviçrelidir.

( Yandaki resmin konu ile hiçbir ilgisi yoktur. Sadece hoşuma gitti, koydum.)

Pazartesi, Ocak 09, 2006

Önümüzdeki 15 Yıl İçinde Yapmak İstediğim 23 Şey

1. Beraber yaşlanabileceğim, benimle kendini paylaşacak, benim kendimi paylaşabileceğim hayat arkadaşı aşığım ile aile kurmayı istiyorum.
2. İki çocuğumuz olmasını ve onları düşünebilen, çalışkan, ülkesine bağlı, üretken birer birey olarak yetiştirmek istiyorum.
3. Yazı yazmaya devam etmek istiyorum.
4. Bütün dünyayı dolaşmak istiyorum.
5. İş hayatımın sürprizlerle dolu ve sürekli yükselen bir başarı grafiği ile devam etmesini istiyorum.
6. Evimin doğanın içinde ve su kenarında olmasını istiyorum.
7. Uzun yürüyüşlere çıkmak istiyorum.
8. Sanat Tarihi üzerine çalışmalarıma devam etmek istiyorum.
9. Kütüphanemi genişletmek istiyorum.
10. Otomobil kullanmak istiyorum.
11. Beden ve diş sağlığımın bozulmamasını istiyorum.
12. Batman'daki manevi kardeşim Nilüfer'in eğitimini tamamlamasını ve çalışan, üreten bir Türk vatandaşı olmasını istiyorum.
13. Başak'ın mutlu, Eda'nın çok başarılı olmasını istiyorum.
14. Anne ve babamın bol bol gezmelerini ve sağlıklı olmalarını istiyorum.
15. Alp'in başarılı olmasını ve mutlu bir aile kurmasını istiyorum.
16. Anneanne ve babannemin en az 15 yıl daha yaşayarak, 100 yaşını bulmalarını istiyorum.
17. Reyhan, Mehtap, Ayşe, Sevil, Deniz, Simin, Meltem, Müge Hanım, Azzie ile olan arkadaşlığımın devamlılığını ve bir masa başında toplu yemek yiyerek beraber geçen yıllarımızı kah gülerek, kah buruk anmak istiyorum.
18. Şarabın derinlerinde dolaşabilmeyi istiyorum.
19. Ailemle tiyatro ve konserlere gitmek istiyorum.
20. Çocuklarımın bir müzik enstrümanını kullanabilir olmalarını, yazı ve güzel sanatları sevmelerini istiyorum.
21. Her zaman teknoloji dostu olmak istiyorum.
22. Uzay seyahati için rezervasyonumu yaptırmış olmak istiyorum.
23. Türkiye'nin Atatürk'ün vizyonu doğrultusunda laik, gelişmiş, demokratik ve saygın bir ülke kimliğine sahip olmasını istiyorum.




Pazar, Ocak 08, 2006

Birgün Bütün Dünya FENERBAHÇE'li Olacak !!!

Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı Seminerleri

Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı'nın Şubat- Mart - Nisan Ayları
Tarih, Arkeoloji ve Sanat Seminerleri
(bütün dersler 19:00-21:00 saatleri arasında belirtilen günlerde yapılmaktadır. )

Ocak sonu itibariyle başlayıp Şubat ayı boyunca devam edecekler:
  • Hıristiyanlık - Doç Dr. Kürşat Demirci - Salı günleri - 12 Saat/6 hafta
  • Çağımızın Sanatı - Doç Dr. Uşun Tükel - Çarşamba günleri - 8 Saat / 4 hafta
  • Bizans'ta Günlük Yaşam - Sanat Tarihçi Hayri Fehmi Yılmaz - Çarşamba günleri - 10 Saat/ 5 hafta
  • Osmanlı Boruğundan Günümüze Mimarlık Tarihi - Prof Dr. Afife Batur - Perşembe günleri -10 saat/ 5 hafta
  • Rusya'da Kültür ve Yaşam( Çarlık Rusya'sına Bakış ) - Doç Dr. Erhan Büyükakıncı - Perşembe günleri - 8 saat / 4 hafta
  • Ne Olacak Bu Kainatın Hali ? - Ömer Madra - Pazartesi günleri - 6 saat / 3 hafta

Şubat sonu başlayıp Mart ayı boyunca devam edecekler :

  • Anadolu Uygarlıkları - Prof. Dr. Mehmet Özdoğan - Pazartesi günleri - 10 saat / 5 hafta
  • Çağımızın Sanatı - Doç. Dr. Uşun Tükel - Çarşamba günleri - 8 saat / 4 hafta
  • Rusya'da Kültür ve Yaşam II ( Rusya'da Politika ve Sanat ) - Doç Dr. Erhan Büyükakıncı - Perşembe günleri - 10 saat / 5 hafta
  • Osmanlı'da Kurumlar ve Kültür - Doç. Dr. Murat Belge - Perşembe günleri - 8 saat / 4 hafta
  • Müslümanlık - Doç Dr. Kürşat Demir - Salı günleri - 16 saat / 8 hafta
  • Mısır Tarihi - Turgay Tuna - Salı günleri - 8 saat / 4 hafta
  • Osmanlı Toplumunda Gündelik Hayat - Ekrem Işın - Pazartesi günleri - 10 saat / 5 hafta

Mart sonu başlayıp Nisan ayı boyunca devam edeceler :

  • Çağımızın Sanatı - III - Doç Dr. Uşun Tükel - Çarşamba günleri - 8 saat / 4 hafta
  • Rusya'da Kültür ve Yaşam ( Sovyetlerden Günümüze Rusya ve Sanat ) - Doç. Dr. Erhan Büyükakıncı - Perşembe günleri - 10 saat / 5 hafta

Detaylı bilgi için www.kulturbilinci.org

Cumartesi, Ocak 07, 2006

Fest Travel 2006 / I İstanbul Günlük Gezi Programı

Fest Travel 2006 yılı birinci dönem İstanbul Günlük Gezi Programını göndermiş;

Ocak 2006
21 Ocak Cumartesi / Köşe Bucak Haliç - Öğr. Gör. Sezai Gülşen
22 Ocak Pazar / Adım Adım Beyoğlu II - Pro. Reh. Turgay Tuna

28 Ocak Cumartesi / Tophane - Cihangir - Sanat Tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz
29 Ocak Pazar/Kariye Müzesi,Tekfur Sarayı'ndan Fethiye Camii'ne Bizans-Osmanlı Yapıları-ProRh.Deniz Yalav

Şubat 2006
4 Şubat Cumartesi/ İstanbul'da Hat Sanatı Örnekleri- Sanat Tarhiçisi Cihan Özsayıner
5 Şubat Pazar / Topkapı Sarayı ve Harem'de Gezi - Pro. Reh. Deniz Yalav

11 Şubat Cumartesi / İstanbul'da Mimar Sinan Yapıları - Sanat Tarihçisi Dr. Deniz Esemenli
12 Şubat Pazar / Adım Adım Beyoğlu - I - Öğr. Gör. Sezai Gülşen

18 Şubat Cumartesi / Osmanlı Dönemi Hıristiyan Dini Mimarisi - Sanat Tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz
18 Şubat Cumartesi / Aksaray - Yedikula - Sanat Tarihçisi Dr Deniz Esemenli
19 Şubat Pazar / Zeyrek - Sülamaniye - Sanat Tarhiçisi Hayri Fehmi Yılmaz

25 Şubat Cumartesi / Ortaköy'den Sadberk Hanım Müzesi'ne Kadar Kıyı Kıyı Boğaz/Öğr. Gör. Sezai Gülşen
26 Şubat Pazar /Arkeoloji Müzesi I - Pro Reh. Deniz Yalav


Mart 2006
4 Mart Cumartesi / Sarayburnu'ndan Kadırgaya - Sanat Tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz
4 Mart Cumartesi / İstanbul'un Hanları ve Çarşıları - Sanat Tarihçisi Dr. Deniz Esemenli
5 Mart Pazar / Surlar ve Kapılar - Sanat Tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz

11 Mart Cumartesi / İstanbul'da Sebiller ve Çeşmeler - Sanat Tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz
11 Mart Cumartesi / Belgrad Ormanı Florası - Atatürk Arboretumu - Orm. Yük. Müh. Necmi Aksoy
12 Mart Pazar / Tarihi Yarımada : Sultanahmet ve Çevresi - Pro .Reh. Deniz Yalav

18 Mart Cumartesi / İstanbul'da Mimar Sinan Yapıları - II - Sanat tarihçisi Dr. Deniz Esemenli
18 Mart Cumartesi / Sapanca Gölü - Maşukiye - Kartepe - Orm. Yük. Müh. Necmi Aksoy
19 Mart Pazar / Kumkapı - Samatya - Pro Reh. Turgay Tuna

25 Mart Cumartesi / Arkeoloji Müzesi II - Pro Reh. Deniz Yalav
25 Mart Cumartesi / Çilingoz - Malatra - Kastro ( Kasatura ) Koyları - Longos Ormanları - Kıyıköy - Orm Yük Müh. Necmi Aksoy
26 Mart Pazar / İstanbul'da Tekkeler ve Mevlevihaneler - Doç Dr. Kürşat Demirci

Nisan 2006
1 Nisan Cumartesi / İznik - Öğr. Gör. Sezai Gülşen
1 Nisan Cumartesi / Heybeliada - Sanat Tarihçisi Dr. Vera Bulgurlu
2 Nisan Pazar / Kayıp Bir Demiryolunun İzinde...Kağıthane- Sadabat-Kemerburgaz - Hüseyin Irmak
2 Nisan Pazar / İstanbul Koruları Florası - II : Avrupa Yakası - Orm Yük. Müh. Necmi Aksoy

8 Nisan Cumartesi / Beyazıt - Çarşıkapı - Gedikpaşa - Sanat Tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz

8 Nisan Cumartesi / Kefken - Kerpe - Kandıra - Orm Yük. Müh. Necmi Aksoy
9 Nisan Pazar / Tarlabaşı - Kurtuluş - Sanat Tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz

15 Nisan Cumartesi / Büyükada - Sanat Tarihçisi Dr. Vera Bulgurlu
15 Nisan Cumartesi /Eminönü'nden Divanyolu'na - Sanat Tarihiçisi Dr. Deniz Esemenli
16 Nisan Pazar / Fetih "Ya da" Düşüş; Fatih'in İstanbul'u Yeniden Kurgulaması- Faruk Pekin

22 Nisan Cumartesi / Geçmişten Bugüne Adım Adım Babıali - Fahri Aral
22 Nisan Cumartesi / İstanbul'da Suyun Öyküsü - Arkeolog Celal Kolay
23 Nisan Pazar / Üsküdar'dan Anadolu Kavağı'na Kıyı Kıyı Boğaz - Öğr. Gör. Sezai Gülşen

29 Nisan Cumartesi / Taşların Gizemli Dünyasında Yolculuk ( Taş Toplama Gezisi) - Maden Yük. Müh. Dr. Vecihi Gürkan
29 Nisan Cumartesi / Edirne - Sanat Tarihçisi Dr. Deniz Esemenli
30 Nisan Pazar / Boğaziçi Yalıları - Doç Dr. Murat Belge

www.festtravel.com


Romeo ve Juliet'in Şehri : VERONA

İtalya'da Veneto Bölgesinin Venedik'ten sonra ikinci büyük şehri olan VERONA'nın büyük ünü Romeo ve Juliet'in vatanı olmasından geliyor.

Şehrin merkezindeki anfi tiyatro "Arena" MS 1.-3. yy. arasında görmüş olduğumuz son formuna ulaşmış. 22 bin seyirci kapasiteli tiyatro Roma döneminin de en büyük tiyatrolarından.

Günümüzde Arena hala İtalya'daki en önemli opera eserlerine, en ünlü opera sanatçılarına ve diğer sanatsal etkinliklere ev sahipliği yapıyor.

Bunca resmin nedeni benim hiçbir etkinliğe denk gelmemiş olmamdan kaynaklı üzüntüdür. :(

Acaba Juliet'in balkonunun altında Romeo kaç gece sabahlamış, ne serenatlar yapmıştı?

Balkonun altındaki avluda Juliet'in heykeli var. Elinizi Juliet'in göğsüne koyup fotograf çektirmek gelenek. E tabii biz de geleneğe uyduk fotograf çektik ancak skan edilmediği için şu an buraya koyamıyorum. Ayrıca balkonun altındaki kapıdan içeri girerek salona adak bırakabiliyorsunuz. Hmmmm ben bıraktım, hiçbişey olmadı !!!!. Bu konuda bir kaynakça şöyle diyor:

ヴェローナを知らなくても、シェークスピアの「ロミオとジュリエット」という物語の名前は聞いたことがあるのではないでしょうか。そう、ここヴェローナは「ロミオとジュリエット」のモデルになった家があるという事でとても有名です。今もジュリエッターの家を訪れる観光客のは絶えることがありません。さすが恋愛に対する人々の関心・パワーといったものは、万国共通のようです。ちなみに上の写真は、ロミオとジュリエットが愛を語り合ったかの有名なバルコニーです。

.............ya işte böyle. Anlayan anladı. Anlamayanlar otursun Çince çalışsın. :):):) Ha Ha Ha.

Eski şehirin dar Mazzini ve Cappello caddeleri ( bu iki cadde üzerinde her türlü "marka" konfeksiyon, deri, mücevherat, ayakkabı vs. dükkanlarını bulabilirsiniz) 14. yy dan kalma Maffei Sarayı'nın, Lamberti Kulesi, Madonna Çeşmesi, Gardello Kulesi ve Tüccarların Evi'nin bulunduğu açık hava pazarı görünümündeki Erbe Meydanına açılıyor.



Cuma, Ocak 06, 2006

ÇİKOLATAYI SEVİYORUM


"Çikolatayı sevmiyorum" diyen kaç kişi olabilir sizce şu dünyada? Dünyada en çok sevilen yiyecek maddeleri sıralaması yapılsa eminim ilk üçe girer çikolata.

Çikolatanın ana hammaddesi kakao çekirdeğidir. Kakao çekirdeği Aztek'ler ile başlar. Aztek yerlileri kakaoyu kutsal kabul ederek ‘theobroma – tanrının yiyeceği’ adını verdikleri taştan yapılmış tanrılarına sunarlardı. İspanyolların Amerika kıtasını keşfi sonrasında 1544 yılında Avrupa ilk olarak kakao tanıştı.

1650’li yıllara kadar kakao çekirdeği kavrulup ezilerek bal ya da şeker ve baharat ilaveleri ile içecek olarak değerlendiriliyordu. 1674'de İngilizler ilk olarak çikolatayı katı hale dönüştürüp kek-pastalarında kullanmaya başladılar. Belçika 1700'lerde en büyük üreticiye dönüşürken, Yeni Dünya'da Amerika Birleşik Devletleri de önemli bir çikolata üreticisi haline geldi.

1828 yılında Hollandalı Van Houten kakao presini icat ederek kakao çekirdeğinden kakao yağını ayırarak daha hafif olmasını sağladı. İlk çikolata dükkanı Faransızlar tarafından Londra'da açıldı. Endüstri Devrimi ile çikolata makineler tarafından üretilebilir hale geldi. 1876'da Daniel Peter İsviçre'de ilk sütlü çikolatayı buldu. Peter’ın bu buluşu dünyanın en büyük çikolata üreticilerinden İsveçli Nestle firması tarafından satın alındı.

Kakao çekirdekleri, Theobroma Cacao cinsi ağaçların meyvelerinin çekirdekleridir. Ağaçları tropik kuşakta yetişirler. Örneğin Afrika'da Gana ve Fildişi , Güney Amerika'da Brezilya, Venezüella, Asya' da Malezya. Ağaç üzerindeki meyveler kavuna benzer ve her biri 20-22 adet çekirdek içerir. Meyveler kesilerek içinden alınan çekirdekler fermantasyona tabi tutularak aroma ve renkleri geliştirilir.3-5 gün süren fermantasyonu takiben çekirdekler kurutulur % 7-8 maksimum nem içerecek şekilde çuvallanıp dünyanın her yerine gönderilmektedir.

Çikolata üretimi kakao çekirdeğinden başlar. Çekirdek ilkin temizlenip(çöp,taş vb.) fiziki kirlilikten kurtarılır. Daha sonra kavrularak aromaları geliştirilir.

Daha sonra kabuklarından ayrılıp öğütülerek kakao kitlesi elde edilir. Kakao kitlesi preslenerek kakao yağı üretilir. Çikolata üretimi için kakao kitlesi, şeker, kakao yağı ve gerekli ise süt tozu mix edilip beşli silindirlerde inceltilip (20 -25 mikrometre) konç denilen makinelere verilir. Bu makinelerde son aroma geliştirme ve emülsifier ilavesi yapılır.

Çikolatalar bir sınıf olup; sütlü, bitter, beyaz olmak üzere üç tipte, sade, çeşnili, dolgulu olmak üzere de üç çeşide ayrılır. Çikolatalar kakao yağı dışında herhangi bir yağ içermezler, ancak sütlü tiplerinde sütten kaynaklanan süt yağı bulunabilir.


ÇİKOLATA VE SAĞLIK

"Çikolata ve sağlık" konusundaki mitlerin birçoğu bilimsel gerçeklerin karşısında birer birer ufalanıyor. Lezzetli olan zararlıdır görüşü çikolata ve kakao için geçerli değil. Çikolata hem leziz hem de zararsız.


Çikolata ve Akne

Geçtiğimiz yirmi yılda yapılan araştırmalar ortaya koymuştur ki çikolata ne akneye yol açar ne de mevcut akneyi azdırır. Çikolata görünümlü ama içinde çikolata olmayan ve normalden on kat fazla çikolata içeren besin verilen deneklerde yapılan ölçümlerde, akne oluşumunda her iki grup arasında birbirinden hiç de farklı sonuçlar elde edilmemiştir.


Çikolata ve Kafein

Normal miktarlarda çikolata yiyen insanlarda yapılan kafein ölçümleri bu insanlardaki kafein oranının kafeinsiz kahve içen kişilerdeki kadar olduğunu ortaya koymuştur.


Çikolata ve Diş Hastalıkları

İçinde mayalanabilir karbonhidratlar bulunan besinlerin diş çürümelerine neden olduğu bilinen bir gerçektir. Çikolatada da mayalanabilir karbonhidratlar mevcuttur ama yapılan araştırmalar çikolatanın çürüyen dişlerden sanıldığı kadar sorumlu tutulamayacağını ortaya koymuştur. Üniversitelerde yapılan araştırmalar, kakao ve çikolatanın, diş çürümesine neden olan asitlerin salgılanmasını, bir dereceye kadar engelleyebildiğini kanıtlamıştır. Ayrıca içerdiği doğal yağ bileşeni nedeni ile sütlü çikolatanın ağzı temizleyebildiği de saptanmıştır.


Çikolatanın İçindekiler

Günlük ihtiyaçlarımızın önemli bir bölümünü çikolatadan temin edebilirsiniz. Sütlü bir kalıp çikolata, size 3 gram protein, günlük riboflavin ihtiyacınızın %15'ini, kalsiyum ihtiyacınızın %9'unu ve demirin %7'sini sağlayabilir.

Çikolatanın, kandaki serotonin düzeyini arttırdığı ve iyi bir antidepresan olduğu da son on yılın önemli bilgileri arasında. Kendinizi pek de iyi hissetmediğiniz bir günün sabahında ekmek, açma ya da simit dilimleri üzerine terleştirilmiş çukulata parçalarını birkaç dakika fırınlayıp mideye indirmek için bulunmaz bir mazeret bu bilgi…


Çikolata ve Kilo Problemi

Sanıldığının aksine kilolu insanlar fazla yemekten -özellikle de tatlı yemekten- değil hareketsizlikten dolayı kilo alırlar. Bir kalıp çikolatadaki kalori (Kcal) miktarı aslında sadece 210'dur. Bu da, çikolatanın düşük kalorili diyetlerle çelişmeyen bir besin olduğunu ortaya koyar.


Çikolata, Kakao ve Kolestrol Araştırmaları

Kakao yağının kandaki "mevcut" kolestrol düzeyinin yükselmesine neden olmadığı ispatlamıştır. Bunun da nedeni içerdiği yüksek stearik asit (içyağı asidi) içeriğidir. Kolesterol'ün hayvan hücresinde bulunan bir madde olduğundan habersiz birçok insanın bizzat çukulatanın kolesterol ihtiva ettiğini düşünmesi ise bu konudaki en yaygın yanlış bilgilerden biridir.


BEN çeşit-tip ayırmayan bir ÇİKOLATA HASTASI olarak "İYİKİ VARSIN ÇİKOLATA" diyorum.

Siena

Siena tarih boyunca Toskana bölgesinde Floransa Senyörlüğünün otoritesine direnen yegane şehirlerden. Kurulu olduğu tepede masallardan fırlamış gibi bir görüntüsü var.



Siena Katedralinin ( İl Duomo ) yapımı 1382'de bitmiş. Dışı renkli mozaikler ile kaplı olan eser Roman-Gotik mimarisinin çok güzel bir örneği



Piazza del Compo ( Compo Meydanı ) şehrin merkezi. Biz Siena'ya ünlü Palio at yarışlarının ertesi günü gittik.

Festival havasındaki bu yarışta meydan kum dökülerek parkur haline dönüştürülüyor ve Siena mahallelerini temsil eden atlar birbirleri ile yarışıyorlar.

Meydandaki ve hala belediye binası olarak kullanlan Palazzo Pubblico'nun kulesine çıkabiliyorsunuz.




Şehir tepede kurulu olduğu için genel doku hep resimdeki gibi. Sokaklar dar, binalar içiçe...









Perşembe, Ocak 05, 2006

Floransa






Floransa hakkında da yazacağım... şimdilik birkaç resim ve not.

Pitti Sarayının bahçesinde kaybolmuştum.

Uffizi Müzesine girebilmek için bir saati aşkın sıra beklemiş, De Vinci'nin resimleri önünde çakılıp kalmıştım.

Ponte Vecchio'yu( Eski Köprü ) çok orjinal bulmuştum.

Michelangelo'nun ideal erkek David'ini takdir etmiştim.!!!

Medicilerin Sarayı iç restorasyon nedeniyle kapalıydı.

Floransa Katedralinin resmi burada sonda ancak emin olun şehirde ilk gezilen eser "İl Duomo" oluyor. Çok heybetli bir yapı.

Hakkında Yazana Kadar Görsellerle PARİS

Son Günlerin Modası : DETOKS

Detoks toksinlerden arınma anlamına geliyor.

Günlük hayatımızda karşı karşıya kaldığımız en önemli toksinler ;

1. Sigara ve dumanı
2. Fazla alkol ( alkol vücuttaki anti-diuretik hormon üretimini azaltır ve fazla su kaybetmemize neden olur)
3. Gereksiz alınan ilaçlar
4. Aşırı katkı maddesi kullanımı
5. Tarımsal ilaçlar
6. Hava kirliliği, egzoz gazları
7. Rafine edilmiş yiyecekler, et ürünleri, şarküteri ürünleri, yoğun işlenmiş mandıra ürünleri, özellikle doymuş yağlı ürünler

Bu etkenlere dengesiz beslenme, hareketsiz hayat ve stresde katılımca vücudumuz aşırı yıpranır hale geliyor. Detoks nasıl yapılır?

1. Mümkün olduğunca doğal beslenme, bol bol meyve-sebze yemek, lifli gıdalar tüketmek
2. Bol bol su içmek
3. Çay-kahveyi sınırlı tutup papatya, adaçayı, ıhlamur gibi diğer bitkisel çay çeşitlerine yönelmek
4. Doğal meyve suyu tüketmek
5. Buhar banyosu, sauna vücuttan toksin atılışını hızlandırır.
6. Egzersiz ( örneğin tempolu yürüyüş )

Vücudumuzun temiz bir nefes alabilmesi için "10 günlük detoks programları" uygulanması tavsiye ediliyor. Bu programlar boyunca karaciğer dinleniyor, yeterli sıvı ile böbrekler çalıştırılıyor, bağırsaklardan atık maddeler temizleniyor.

Benim doğrusu toksinlerla aram gayet iyi:-) Ama detoks sürecindeki iki ana unsur su ve bitkisel çaylar için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Ayrı kutuplarda yer aldığımızı üzülerek itiraf ediyor ve bu hatamı düzeltebilmek için derhal yanımda duran su şişeme elimi uzatıyorum.

Türk Kahvesi

Ben yemek sonrası orta şekerli Türk kahvesi tercih edenlerdenim.

İstanbul'da kimi restaurantlar var ki, yemeğe kahve ile nokta koymak istediğinizde size "Türk kahve yapmıyoruz " diyorlar. -Espresso- dayattılmasını anlamıyorum. :)

Hacı Abdullah'tan kısa bir alıntı : "Tiryakiye yakışır bir kahve ağır ateşte 15-20 dakika pişirilmeli, cezve sık sık ateşe sürülüp geri çekilmelidir. Eskiden böyleydi. Nasıl pişirilirse pişirilsin köpüksüz bir Türk kahvesi düşünülemez. Eski Türk kahvesi ise genellikle şekersiz olurdu. Bunun yerine kahve öncesinde veya sonrasında tatlı bir şey yemek veya içmek geleneği vardı. Tatlı olarak şerbet gibi içecekler alındığı gibi reçel, şekerleme veya lokum da yenirdi. Osmanlı İmparatorluğu’nun etkisindeki Yunanistan, Makedonya, Yugoslavya gibi yerlerde ve Türkiye’de kadınlar tarafından Türk kahvesi genellikle şekerli olarak alınırdı. Bu bakımdan sade, yandan çarklı, orta vb. gibi isimlerle kırkı aşkın kahve pişirme şekli bulunmaktadır. Şayet kahvenin değişik ve güzel bir koku taşıması isteniyorsa fincanların dibine yerleştirilen bir mahfaza içine kokulu maddeden bir parça konulurdu. En çok yasemin, amber, karanfil ve kakula kullanılırdı........"

Türk kahvesi deyince fal seanslarını unutmayalım !!!.

Özellikle ayda bir ben işyerinde çok "iyi" fal bakan bir arkadaşımızın karşına oturuyorum doğrusu. İnanıyor muyum? siz karar verin : Bana "bu akşam mesai bitimine kadar gözyaşı dökeceksin" dedi bir fal bakışı sırasında. Güldüm. Mesai bitimine bir saat falan kala bir yönetici arkadaşla ile yaşadığım gerginlik sonucu sinirlerime hakim olamadım ve tuvalete kapanıp hırsımdan ağladım. Sonra yerime dönerken bana fal bakan arkadaşa doğru eğilip "pes" dedim.

Son olarak kahveyi iliklerime kadar hissettiğim en yoğun anı söyleyeyim bari. Birincisi boğazda bir balıkçıda olmam gerek. İkincisi, güzel balık ve/veya deniz mahsulleri ile iyi bir şarap içmem gerek. En sonunda garson tatlı siparişi için geldiğinde, herkes tatlısını sipariş ederken benim "orta bir türk kahve" demem gerek. Ayyyyyyyyyy sanki boğazdaymışım da kahve içiyormuşum gibi oldum; kokusu burnumda, tadı da ağzımda.....

Çarşamba, Ocak 04, 2006

15 Yılda 101 Unutulmayacak Şeyi Yazmak


Şimdiki aklım onbeş yıl önce olsaydı hangi 101 şeyi unutmamak için yazardım diye düşündüm ?

1. Sağlık problemlerimi yazardım uzun uzun.
2. Yürüyüşün zaman içinde hayat felsefem haline nasıl dönüştüğünü, ev-okul parkurumu yazardım.
3. Mülkiyeyi yazardım; hocaları, dersleri, öğrendiklerimi, onayladıklarımı, reddettiklerimi, kantini, kütüphaneyi, Güler Pastanesini, Hukuk Fakültesini, Cebeci'yi...
4. Gerçek hayattan hareketle hukuksal olaylara önerilerimi yazardım.
5. Platonik aşklarımın büyüme sürecimdeki önemli yerini, onlara yaptığım tümüyle iyi niyetli taşkınlıklarımı, hepsinin hazin sonunu ve hayal kırıklıklarımı yazardım.
6. Reyhan'ı, Mehtap'ı, Simin'i, Ayşe'yi, Sevil'i, Meltem'i, Deniz'i, Banu'yu yazardım.
7. Ankara'yı ve Datça'yı yazardım uzun uzun.
8. Annemin ailesi ile babamın ailesi hakkındaki düşüncelerimi yazardım.
9. Okuduğum kitapların özetlerini yazardım.
10. Girdiğim çok farklı çevrelerdeki tanıdığım ilginç insanları yazardım.
11. Aile mutfağımızı yazardım detaylı.
12. Gökhan, Kemal, Ergün ve Lütfü'yü yazardım.
13. Gördüğüm film ve oyunları, gittiğim konserleri yazardım.
14. Ankara'daki odamı, şapka koleksiyonumu yazardım.
15. Ankara'da ve Datça'da geceleri evden kaçışlarımı yazardım.
16. Son 15 yıl içinde en güldüğüm, en eğlendiğim zamanları yazardım.
17. Datça Aktur'dan Datça'ya 35 km Simin'le yürüyüşümüzü yazardım
18. Simin'le dağlardaki, kayalıklardaki, derin sulardaki maceralarımızı yazardım.
19. Ankara'dan İstanbul'a geçişimi ve BEÇ'i yazardım.
20. Bisiklet ile yaptığım İstanbul gezilerimi, atlattığım tehlikeleri, düşüşlerimi yazardım.
21. Ailemi yazardım ve çok zor olurdu.
23. Sayılar ile ilgili saplantımın gelişim sürecini yazardım.
24. Üniversite boyunca çalıştığım işleri ve öğrendiklerimi yazardım.
25. Beni en çok üzen olayları, insanları yazardım.
26. Hatalarımı yazardım.
27. En sevdiğim şiirleri yazardım.
28. Gül Teyze'nin tarot fallarında söylediklerini yazardım.
29. Azzie'nin hayatımdaki önemini yazardım.
30. Türkiye'de ve Dünya'da gördüğüm yerleri yazardım uzun uzun.
31. Müge Hanım'ı yazardım.
32. 18 yaşımdaki hayat beklentilerim ile 33'ümde geldiğim noktayı ve "beklentisizlik" bilincinin getirdiği zihinsel ve ruhsal özgürlüğü yazardım.
33. Güzel Sanatlar ve tarihine olan düşkünlüğümün gelişim sürecini yazardım.
34. Türk ve dünya politikası hakkındaki düşüncelerimi yazardım.
35. Yanlızlık üzerine düşüncelerimi yazardım.
36. Yıllar içinde yanan ve bozulan cildim hakkındaki hislerimi yazardım.
37. Giyim kuşamım, saçlarım üzerine yazardım.
38. Atatürk'ün dehasını yazardım.
39. Kendime karşı olan sevgimi ve affetmezliğimi yazardım.
40. Migros'la Ankara'ya iş için zorunlu dönüşümü ve Migros'daki yöneticiler hakkındaki düşüncelerimi yazardım.
41. Aldığım evlenme tekliflerini yazardım.
42. Esin ve Oktay Bora Yağız çiftini yazardım.
43. Mülkiyede tessettürlü öğrencilerin derslere girebildiği zamanlarda tüyler ürpertici laiklik dışı ideolojik yaklaşımlarını ve aramızda geçen sert tartışmaları yazardım.

44. Paylaşmak istemediklerim için bu maddeyi boş bıraktığımı şimdi yazıyorum.
45. Kalbimi kıran çift Ebru-Yılmaz'ı yazardım.
46. Yeşil botlarım, Churcill postallarım ile çoraplarımı yazardım.

47. Takı ve küpelerimi yazardım.
48. Ölüm hakkındaki düşüncelerimi yazardım.
49. Reyhan, Sevil, Ayşe, Deniz, Mehtap, Simin 'in ailelerini yazardım.
50. Affan ve Utku'yu yazardım.
51. Ankara'da gittiğimiz mekanları yazardım.
52. Ankara Sheraton ve Başak-Burak çifti ve Alp'i büyürken yazardım.
53. Ankara Rock barları yazardım.
54. İlber Ortaylı ve Alpaslan Işıklı'yı yazardım.
55. Ortodonti tedavimi yazardım.
56. Basketbol maçlarını yazardım.
57. Dayımı yazardım.
58. Müzik hakkında yazardım.
59. Radyonun ilk başından beri hayatımdaki önemini yazardım.

60. Sarhoşluklarımı yazardım.
61. Lulu'yu yazardım.
62. Belimin sakatlanışını yazardım.
63. Şarap hakkında yazardım.
64. Ankara Bölge Migros'taki çalışma arkadaşlarım Muhterem Hanım, Ozan, İlke, Ebru ve Tayfun'u yazardım.
65. Ailece çıktığımız Güney gezisini yazardım.
66. Reyhan, Ayşe ve Banu ile çıktığımız Ege gezisini yazardım.
67. Cici ve Murat'ı yazardım.
68. Simin'le Bodrum ve Marmaris maceralarımızı yazardım.
69. Dostluk ve şeffaf olmak hakkındaki 15 yıl içinde değişen düşüncelerimi yazardım.
70. Samet Samedi ve Devrim Sezen'i yazardım.
71. Aşçı olmak hevesimi yazardım.
72. Seğmenler ve Botanik parklarında geçirdiğim zamanları yazardım.
73. Maçka'daki evi buluşumu ve alışımızı yazardım.
74. İnsan kaynakları işine girişimi yazardım.
75. 15 yıl içinde bazı tip ve tarzdaki insanlara karşı gelişen tahammülsüzlüğümü yazardım.
76. Ayşın Hanım'ı yazardım.
77. Yılbaşılarımı yazardım.
78. Sürekli gördüğüm aynı tip rüyalarımı ve ardından rüya yorumlarına yönelik giriştiğim araştırmalarımı yazardım.
79. Ankara Şehir Kulübü'nü ve Şule Hanım'ı yazardım.
80. Norveçlilerle katıldığım silah fuarlarını yazardım.
81. JICA ve Ovada San'ı yazardım.
82. Senelerce girmediğim imtihanları, kaldığım dersleri yazardım.
83. İstatistikten geçisimi yazardım.
84. Sosyal Güvenlik Hukuku'nda yoklamadan Meltem ile yakalanmamızı yazardım.
85. Mehtap'la kütüphane tartışmalarımızı yazardım.
86. Not ve fotokopi peşinde geçen saatlerimi yazardım.
87. Okula gidiyorum diye evden çıkıp bir yıl boyunca sadece 10 derse girişimi yazardım.
88. Reyhan'ın odasında geçirdiğimiz öğleden sonraları yazardım.
89. Reyhan'larda geçirdiğimiz bayram tatillerini, rakı sofralarını, Gaye'yi yazardım.
90. Minnoş ve Zeytin'i yazardım.
91. Metin ve Pizza Tek'i yazardım.
92. Kovboy çizmelerimi çıkarırken sakatladığım dizimi yazardım.
93. Melih Gökçek'in belediye seçimlerini aldığı günü ve protestomu şeklimi yazardım.

94. Ruh çağırma seanslarımızı yazardım.
95. Şafak'ı, sigaraya başlayış ve bırakışımı yazardım.
96. En ilginç mülakatlarımı ve adaylarımı yazardım.
97. Üniversiteden mezun olduğum günü yazardım.
98. Mimar Şevki Vanlı ve Ankara Golf Kulübünü yazardım.
99. Turgut Özal ve Işın Çelebi'yi yazardım.
100. SHP Gençlik kolunu, Uğur mumcu'nun ölüm yıldönümünde yaşadığım olayı yazardım.

101. Dedelerimi yazardım.