Cuma, Ocak 06, 2006

ÇİKOLATAYI SEVİYORUM


"Çikolatayı sevmiyorum" diyen kaç kişi olabilir sizce şu dünyada? Dünyada en çok sevilen yiyecek maddeleri sıralaması yapılsa eminim ilk üçe girer çikolata.

Çikolatanın ana hammaddesi kakao çekirdeğidir. Kakao çekirdeği Aztek'ler ile başlar. Aztek yerlileri kakaoyu kutsal kabul ederek ‘theobroma – tanrının yiyeceği’ adını verdikleri taştan yapılmış tanrılarına sunarlardı. İspanyolların Amerika kıtasını keşfi sonrasında 1544 yılında Avrupa ilk olarak kakao tanıştı.

1650’li yıllara kadar kakao çekirdeği kavrulup ezilerek bal ya da şeker ve baharat ilaveleri ile içecek olarak değerlendiriliyordu. 1674'de İngilizler ilk olarak çikolatayı katı hale dönüştürüp kek-pastalarında kullanmaya başladılar. Belçika 1700'lerde en büyük üreticiye dönüşürken, Yeni Dünya'da Amerika Birleşik Devletleri de önemli bir çikolata üreticisi haline geldi.

1828 yılında Hollandalı Van Houten kakao presini icat ederek kakao çekirdeğinden kakao yağını ayırarak daha hafif olmasını sağladı. İlk çikolata dükkanı Faransızlar tarafından Londra'da açıldı. Endüstri Devrimi ile çikolata makineler tarafından üretilebilir hale geldi. 1876'da Daniel Peter İsviçre'de ilk sütlü çikolatayı buldu. Peter’ın bu buluşu dünyanın en büyük çikolata üreticilerinden İsveçli Nestle firması tarafından satın alındı.

Kakao çekirdekleri, Theobroma Cacao cinsi ağaçların meyvelerinin çekirdekleridir. Ağaçları tropik kuşakta yetişirler. Örneğin Afrika'da Gana ve Fildişi , Güney Amerika'da Brezilya, Venezüella, Asya' da Malezya. Ağaç üzerindeki meyveler kavuna benzer ve her biri 20-22 adet çekirdek içerir. Meyveler kesilerek içinden alınan çekirdekler fermantasyona tabi tutularak aroma ve renkleri geliştirilir.3-5 gün süren fermantasyonu takiben çekirdekler kurutulur % 7-8 maksimum nem içerecek şekilde çuvallanıp dünyanın her yerine gönderilmektedir.

Çikolata üretimi kakao çekirdeğinden başlar. Çekirdek ilkin temizlenip(çöp,taş vb.) fiziki kirlilikten kurtarılır. Daha sonra kavrularak aromaları geliştirilir.

Daha sonra kabuklarından ayrılıp öğütülerek kakao kitlesi elde edilir. Kakao kitlesi preslenerek kakao yağı üretilir. Çikolata üretimi için kakao kitlesi, şeker, kakao yağı ve gerekli ise süt tozu mix edilip beşli silindirlerde inceltilip (20 -25 mikrometre) konç denilen makinelere verilir. Bu makinelerde son aroma geliştirme ve emülsifier ilavesi yapılır.

Çikolatalar bir sınıf olup; sütlü, bitter, beyaz olmak üzere üç tipte, sade, çeşnili, dolgulu olmak üzere de üç çeşide ayrılır. Çikolatalar kakao yağı dışında herhangi bir yağ içermezler, ancak sütlü tiplerinde sütten kaynaklanan süt yağı bulunabilir.


ÇİKOLATA VE SAĞLIK

"Çikolata ve sağlık" konusundaki mitlerin birçoğu bilimsel gerçeklerin karşısında birer birer ufalanıyor. Lezzetli olan zararlıdır görüşü çikolata ve kakao için geçerli değil. Çikolata hem leziz hem de zararsız.


Çikolata ve Akne

Geçtiğimiz yirmi yılda yapılan araştırmalar ortaya koymuştur ki çikolata ne akneye yol açar ne de mevcut akneyi azdırır. Çikolata görünümlü ama içinde çikolata olmayan ve normalden on kat fazla çikolata içeren besin verilen deneklerde yapılan ölçümlerde, akne oluşumunda her iki grup arasında birbirinden hiç de farklı sonuçlar elde edilmemiştir.


Çikolata ve Kafein

Normal miktarlarda çikolata yiyen insanlarda yapılan kafein ölçümleri bu insanlardaki kafein oranının kafeinsiz kahve içen kişilerdeki kadar olduğunu ortaya koymuştur.


Çikolata ve Diş Hastalıkları

İçinde mayalanabilir karbonhidratlar bulunan besinlerin diş çürümelerine neden olduğu bilinen bir gerçektir. Çikolatada da mayalanabilir karbonhidratlar mevcuttur ama yapılan araştırmalar çikolatanın çürüyen dişlerden sanıldığı kadar sorumlu tutulamayacağını ortaya koymuştur. Üniversitelerde yapılan araştırmalar, kakao ve çikolatanın, diş çürümesine neden olan asitlerin salgılanmasını, bir dereceye kadar engelleyebildiğini kanıtlamıştır. Ayrıca içerdiği doğal yağ bileşeni nedeni ile sütlü çikolatanın ağzı temizleyebildiği de saptanmıştır.


Çikolatanın İçindekiler

Günlük ihtiyaçlarımızın önemli bir bölümünü çikolatadan temin edebilirsiniz. Sütlü bir kalıp çikolata, size 3 gram protein, günlük riboflavin ihtiyacınızın %15'ini, kalsiyum ihtiyacınızın %9'unu ve demirin %7'sini sağlayabilir.

Çikolatanın, kandaki serotonin düzeyini arttırdığı ve iyi bir antidepresan olduğu da son on yılın önemli bilgileri arasında. Kendinizi pek de iyi hissetmediğiniz bir günün sabahında ekmek, açma ya da simit dilimleri üzerine terleştirilmiş çukulata parçalarını birkaç dakika fırınlayıp mideye indirmek için bulunmaz bir mazeret bu bilgi…


Çikolata ve Kilo Problemi

Sanıldığının aksine kilolu insanlar fazla yemekten -özellikle de tatlı yemekten- değil hareketsizlikten dolayı kilo alırlar. Bir kalıp çikolatadaki kalori (Kcal) miktarı aslında sadece 210'dur. Bu da, çikolatanın düşük kalorili diyetlerle çelişmeyen bir besin olduğunu ortaya koyar.


Çikolata, Kakao ve Kolestrol Araştırmaları

Kakao yağının kandaki "mevcut" kolestrol düzeyinin yükselmesine neden olmadığı ispatlamıştır. Bunun da nedeni içerdiği yüksek stearik asit (içyağı asidi) içeriğidir. Kolesterol'ün hayvan hücresinde bulunan bir madde olduğundan habersiz birçok insanın bizzat çukulatanın kolesterol ihtiva ettiğini düşünmesi ise bu konudaki en yaygın yanlış bilgilerden biridir.


BEN çeşit-tip ayırmayan bir ÇİKOLATA HASTASI olarak "İYİKİ VARSIN ÇİKOLATA" diyorum.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home