Perşembe, Ocak 05, 2006

Türk Kahvesi

Ben yemek sonrası orta şekerli Türk kahvesi tercih edenlerdenim.

İstanbul'da kimi restaurantlar var ki, yemeğe kahve ile nokta koymak istediğinizde size "Türk kahve yapmıyoruz " diyorlar. -Espresso- dayattılmasını anlamıyorum. :)

Hacı Abdullah'tan kısa bir alıntı : "Tiryakiye yakışır bir kahve ağır ateşte 15-20 dakika pişirilmeli, cezve sık sık ateşe sürülüp geri çekilmelidir. Eskiden böyleydi. Nasıl pişirilirse pişirilsin köpüksüz bir Türk kahvesi düşünülemez. Eski Türk kahvesi ise genellikle şekersiz olurdu. Bunun yerine kahve öncesinde veya sonrasında tatlı bir şey yemek veya içmek geleneği vardı. Tatlı olarak şerbet gibi içecekler alındığı gibi reçel, şekerleme veya lokum da yenirdi. Osmanlı İmparatorluğu’nun etkisindeki Yunanistan, Makedonya, Yugoslavya gibi yerlerde ve Türkiye’de kadınlar tarafından Türk kahvesi genellikle şekerli olarak alınırdı. Bu bakımdan sade, yandan çarklı, orta vb. gibi isimlerle kırkı aşkın kahve pişirme şekli bulunmaktadır. Şayet kahvenin değişik ve güzel bir koku taşıması isteniyorsa fincanların dibine yerleştirilen bir mahfaza içine kokulu maddeden bir parça konulurdu. En çok yasemin, amber, karanfil ve kakula kullanılırdı........"

Türk kahvesi deyince fal seanslarını unutmayalım !!!.

Özellikle ayda bir ben işyerinde çok "iyi" fal bakan bir arkadaşımızın karşına oturuyorum doğrusu. İnanıyor muyum? siz karar verin : Bana "bu akşam mesai bitimine kadar gözyaşı dökeceksin" dedi bir fal bakışı sırasında. Güldüm. Mesai bitimine bir saat falan kala bir yönetici arkadaşla ile yaşadığım gerginlik sonucu sinirlerime hakim olamadım ve tuvalete kapanıp hırsımdan ağladım. Sonra yerime dönerken bana fal bakan arkadaşa doğru eğilip "pes" dedim.

Son olarak kahveyi iliklerime kadar hissettiğim en yoğun anı söyleyeyim bari. Birincisi boğazda bir balıkçıda olmam gerek. İkincisi, güzel balık ve/veya deniz mahsulleri ile iyi bir şarap içmem gerek. En sonunda garson tatlı siparişi için geldiğinde, herkes tatlısını sipariş ederken benim "orta bir türk kahve" demem gerek. Ayyyyyyyyyy sanki boğazdaymışım da kahve içiyormuşum gibi oldum; kokusu burnumda, tadı da ağzımda.....

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home